Valla ucunda not vardı diye yiyemedik hocam

Diyarbakır’ın bir dağ köyünde ilköğretim de görev yapan öğretmen matematik dersinde;
-Bir kasada şu kadar çilek varsa,10 kasa kaç çilek vardır,? diye öğrencilerine bir soru soruyor.
Öğrenciler :
– öğretmenim çilek ne? diyorlar.
Öğretmen:
-işte çocuklar çilek diyor.
-Biz hiç çilek yemedik diyorlar.
Bunun üzerine öğretmen hiç pes etmiyor,
Oturup Bursa’daki tarım firmalarına toprak numunesi yolluyor ve diyor ki;
-Bu toprakta çilek yetişir mi ?
Bursa’daki firmalardan cevap geliyor.
-Evet Diyarbakır şartlarında çilek yetişir.
Hatta mektubun yanında çilek fideleri ve yetiştirme şeklini anlatan bir tarif yolluyorlar.
Öğretmen öğrencilere okuyor nasıl yetiştirileceğini, çıkarıyor bahçeye ve diyor ki ;
-Bu sene size matamatikten sınav yok.
Öğrenciler;
-E nasıl not alacağız öpretmenim?
Öğretmen:
-Hepsine bahçeyi kazdırıp, çilekleri diktirip, can sularını verdikten sonra her birine dörder çilek fidesi verip ;
-şimdi gideceksiniz evinize anne babanıza ben ben size nasıl öğrettiysem siz de onlara öyle
öğreteceksiniz.
Çocuklar gidiyorlar evlerine hepsi anlatıyorlar ve çilekleri dikiyorlar ve öğretmen diyor ki;
-Çilek mevsimi gelince getireceksiniz tabakta on tane çileğe bir not alacaksınız .
Çocuklar tabaklarla getiriyorlar çilekleri.ve sayıyorlar
-Öğretmen, eksik olanlara da tam not veriyor ve sonra diyor ki ;
– Çocuklar nasılmış tadı?
Öğrenciler:-
Valla ucunda not vardı diye yiyemedik .
-Hadi bakalım yiyin. diyor öğretmen.
Çocuklar ağızlarına burunlarına bulaştıra bulaştıra yiyorlar çilekleri. Aradan iki yıl geçtikten sonra çilek girmemiş o köyün halkı şu anda Diyarbakır’ın pazarında çilek satıyorlar.
Şimdi düşünüyorum da öğretmen olmak bu işte gerçekten …Tahtada müfredat anlatmak değil…
Bulunduğun yere, bulunduğun ülkeye, okula bir şeyler katmaktır….

Bir Cevap Yazın

%d