Onarmak yerine değiştirmeyi tercih ediyoruz
dikkat ediyor musunuz? tamirciler hayatımızdan birer birer çekildi. mesela saat tamircileri vardı. küçük ev aletlerini tamir eden dükkanlar. ayakkabı tamircileri… terziler.
onlar birer birer çekildi sokağımızdan, çarşımızdan. bir müddet onların yerini yetkili servisler aldı.
yetkili servisler, sadece belirli markaların tamir ve bakımıyla meşgul olmak zorundalar. onlar, aynı cinsten farklı markaya bakmazlar.
tamirciler neden çekildi hayatımızdan? çekildiler; zira insanlar, tamir ettirmek yerine yenisini almanın daha ekonomik olduğuna inandırıldılar.
böylece eşyayı kolayca değiştirir olduk. saatin yenisi, ev eşyasının akıllısı, elbisenin konfeksiyonu…. eşya ile ünsiyet kurmaya gerek yok; sürekli yenile, daha iyi ve daha konforlusunu satın al. eşyayı tüket… daima borç öde.
eşyayı tüketirken, asıl tükettiğimiz kendimizdi.
kendimizi tükettik. insanı. sevgiyi. huzuru… hatta nefreti ve kavgayı da tükettik.
kolay değişen eşya gibi, ahbaplıklar da kolayca değişilir oldu. sözünde durmak, vefa, diğergamlık ve kadirşinaslık sizlere ömür. dolayısıyla birer birer kayboldu hayatımızdan sahici sevgiler.
sahici sevginin tükendiği yerde huzur konaklar mı? şirâze dağıldı.. sahi, bu durumda insan kime kızıp, kime nefret edecek? sahici dostluklar kaybolduğu gibi, mertçe kavgalar, adam gibi kızmalar, öfkeler de buharlaştı. velhasıl dostlukları tamir etmeyi, ilişkileri onarmayı unuttuk.
eşyaları değiştirmek, semti, mahalleyi değiştirmek anlamına geldi. sınıflar atladık. şan şöhret sahibi olduk. lüks araçlara bindik. konforlu mekânları yurt edindik. ama huzuru kaybettik. yetinmeyi. kanaati. şükrü. vefayı. sevgiyi. dostluğu… mertliği.
unuttuk muhasebe yapmayı.
Alıntı: kendime notlar… önce özüme. (Bilal Kemikli)