Mütevazilik dereceniz kaç

Selmân-ı Fârisî (ra) Medâin vâlisiyken, Şam’dan Teymoğulları Kabîlesi’ne mensup bir kişi gelmişti.
Yanında bir yük de incir getirmişti. Selman (ra)’ın sırtında bir elbise, bir de aba vardı. Şamlı, Hazret-i Selmân’ı tanımıyordu. Onu bu hâlde görünce de:
“–Gel şunu taşı!” dedi.
Hazret-i Selman (ra) gitti, yükü sırtlandı. Halk kendisini görünce tanıdı. Şamlıya:
“–Yükünü taşıyan bu zât vâlidir!” dediler.
Şamlı derhâl:
“–Özür dilerim, seni tanıyamadım!” dediyse de
Selman (ra):
“–Zararı yok, yükü evine götürene kadar sırtımdan indirmeyeceğim!” karşılığını verdi.
Cenâb-ı Hak, Selmân-ı Fârisî Hazretleri gibi tevâzû ehli kullarını, âyet-i kerîmede şöyle medhetmektedir: “Rahmân’ın (rahmetinin tecellî ettiği has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzû ile yürürler…” ,
(Furkân, 63) (Osman Nûri Topbaş, Asr-ı Saadet Toplumu, Erkam Yay.)

Bir Cevap Yazın

%d