Kaybettiği makamını özleyenleri rahatlatacak bir meslek; İbrikçi başı
Önemli adamın biri emekli olmuş. Ona buna emir verme olanağını yitirmiş. Ne karşısında saygıyla ayakta duranlar,
ne bir yere girerken saygıyla ayağa kalkanlar. Kimsenin artık iplediği yokmuş emekliyi.
Adam bu ilgisizlik karşısında bunalmaya başlamış. O tarihte Eminönü Yeni Cami helalarının bekçisi yokmuş. Herkes rastgele ibrikleri alıyor-bırakıyormuş. Hemen bu boşluğu değerlendiren önemli adam, orada kendine bir yer bulup, ibrikçiliğe başlamış.
Sıkışanlar hızlıca önüne gelip ibriklerden birine uzandılar mı, oturduğu yerden:
– Bırak onu öbürünü al, dermiş…
Öbürünü alan olursa:
– Bırak onu, diğerini al…
Böylece emir verme özlemini rahatlatırmış.
Eskiler bu hikayeden kinaye, ona buna gereksiz yere emir vermeye kalkanlara İbrikçi başılık yapma derlermiş.