Hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine bir deney

Dostoyevski kalabalık bir toplantıda yaptığı konuşma ve okuduğu şiir nedeniyle Rus Çarı tarafından hapse mahkum edilir ve Sibirya’ya sürülür. Hapis yıllarını “Ölüler Evinden Anılar” isimli kitabında toplar.

Yazar, buradaki hayatından önce halkı, insanları tanıdığını düşündüğünü, ama yanıldığını hapis yıllarında anladığını belirtir. Dostoyevski, ‘kara halk’ olarak tanımladığı bu kitleyle karşılaştıktan sonra, insanları çözümlemeye ve iç dünyalarının derinliklerine inmeye başlar.

“Dostoyevski sürgün yıllarında, hapishanedeki bir köpekle, insan ilişkileri üzerine gözleme dayalı bir deney yapar..
Köpeği takibe alır ve yanından geçerken her mahkum tarafından tekmelendiğini gözlemler…
İlginç olan, köpeğin mahkumlardan kaçmaması ve yanına bir mahkum yaklaştığında otomatik olarak eğilerek tekme pozisyonu almasıdır…
Köpeğin her yanından geçen mahkum otomatik olarak köpeği tekmeler…
Dostoyevski de, bir gün köpeğin yanına yaklaşır ve başını okşamaya başlar…
Köpek bir süre şaşkın şaşkın ona baktıktan sonra, hızla yanından uzaklaşır ve acı acı havlar…
Önüne gelen mahkumun tekmelediği köpek, o günden sonra nerede Dostoyevski’yi görse kaçar ve ona bir daha asla yaklaşmaz…”
Köpeğin tekme atanlardan kaçacağı yerde başını okşayan Dostoyevski’den kaçmasının bir psikolojik açıklaması vardır elbet!
Kötülüğü hayat şartı kabul etmiş canlıların sevgiyi, kardeşliği, paylaşmayı görünce çok büyük şaşkınlık yaşamaları ve afallamalarıdır bu…
Ruhu köleleştirilmiş bu köpek sevgiye açtır…
İnsanlar için de geçerlidir bu…
Bazen kötü davrandığınız insanlar sizi cok sever, bazense iyi davrandıklarınız sizden nefret eder.!!!!
Dostoyevski / Ölüler Evinden Anılar

Bir Cevap Yazın

%d